Hemen her gün hepimize birileri change.org’da başlatılmış bir kampanyayı imzalamamız için gönderiyor, sosyal medyalarında paylaşıyor. Sayfamızdaki hemen hemen her paylaşımımızın altında bir change.org kampanyasının linki var. Eminim kampanya oluşturan ya da imzalayan birçok kişi change.org’un ne olduğu ve ne işe yaradığı konusunda doğru bilgiye sahip değil. Konuyu araştırdım, hem özet olarak bu oluşumun ne olduğu ve nasıl çalıştığını, hem de konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
1. CHANGE.ORG NEDİR?
Change.org, dünya çapında milyonlarca insan tarafından kullanılan bir imza kampanyası platformudur. Bu internet sitesinde ücretsiz profil oluşturarak kamuoyunun dikkatini çekmek istediğiniz bir konuda kampanya başlatabilir, başka kampanyalara imza atabilirsiniz.
2. KAMPANYALARI İMZALADIĞINIZDA NE OLUR?
Her yeni imza ile birlikte, kampanya metninde muhatap olarak belirtilen yetkilinin mail adresine bir adet mail gönderilir. Böylelikle yetkililerin kampanyadan ve kamuoyunun taleplerinden haberdar olması sağlanır.
3. NEDEN BU KADAR RAĞBET GÖRMÜŞTÜR?
Change.org’da profil oluşturmak ve kampanyalara imza vermek son derece basittir. Üstelik profilinizde gerçek kimlik bilgilerinizin olması da beklenmez, bu husus araştırılmaz. Hal böyle olunca birçok farklı mail hesabıyla yüzlerce gerçek dışı profil oluşturabilirsiniz. Özellikle devlet baskısının yoğun olduğu coğrafyalarda en basit metinlere bile imza atmaktan çekinen toplumlar için son derece kullanışlı olduğu kabul edilmelidir.
Evinizde, ofisinizde otururken, hiçbir zahmete katlanmadan kampanya başlatma ve kampanya imzalama imkânı sağladığından bu denli rağbet görmüştür.
4. YARARLARI NELERDİR?
· Kullanımı son derece kolaydır.
· Kamuoyunun konudan haberdar olmasını sağlar.
· Bir nevi istatistiki veri toplar, konunun toplumda ne kadar ilgi çektiğini ya da önemsendiğini ölçer.
· Hakkını nerede arayacağını bilmeyen insanlara yol gösterir.
· Herkesin tek tek dilekçe yazmasına gerek kalmaz, bir tane tip dilekçe defalarca kullanılmış olur.
· Muhatap yetkili ile son derece zayıf da olsa bir iletişim kanalı açar, her yeni imza ile mail göndererek konudan ve bu konudaki toplumsal rahatsızlıktan haberdar olmasını sağlar.
5. CHANGE.ORG ASLINDA NEDEN ZARARLIDIR?
· Change.org’da hazırlanan dilekçelerin çok ezici bir kısmı resmi dilden son derece uzak, hiçbir ciddiyet içermeyen, muhatabın dahi yanlış gösterildiği dilekçelerdir. (Bir avukat olarak bu kadar ciddiyetsiz ve en temel Türkçe bilgisinden dahi yoksun olarak yazılmış dilekçelerin altında imzam bulunmasını kendime yakıştıramadığımdan kampanya imzalamıyorum.)
Konuyla ilgili şu kampanyayı lütfen inceleyiniz: https://www.change.org/p/hayvanai%C5%9Fkencesu%C3%A7tur-5199-hayvanlar%C4%B1n-%C3%B6l%C3%BCm-ferman%C4%B1-olmas%C4%B1n-a%C3%A7%C4%B1k-talebimizdir-tbmm#share
Lütfen yanlış anlaşılma olmasın. Kampanyayı başlatan kişiyi tanımıyorum. İyi niyetinden de kesinlikle eminim; ancak böyle bir dilekçe olamaz. Bu kadar ciddiyetten uzak, talepleri karmakarışık bir dilekçe nereden bakarsanız bakın yanlıştır. Bu kampanyanın yüz binlerce imza alması da saçma metni mantıklı hale getirmez.
Öte yandan bu kampanya change.org tarafından “BAŞARI” kapsamında sayılmış, buna da dayanak olarak TBMM Çevre Komisyonundan bir yasa tasarısının geçmesi gösterilmiştir. Söz konusu yasanın ne kadar korkunç ve hayvanlar aleyhine düzenlemeler içerdiğini (Sokaktaki bütün kedi ve köpeklerin “Doğal Yaşam Parkı” adı verilen devasa barınaklara toplanması, hayvan deneylerinin yasal olarak devam etmesi, üretim çiftlikleri, yurt dışından hayvan ithal edilmesi, hayvanat bahçeleri, sirkler, yunus parkları gibi birçok hayvana eziyet ve hayvan sömürüsü içeren işletmelere hiç dokunulmaması gibi) yıllardır dilimiz döndüğünce anlatıyoruz, her platformda tekrar tekrar dile getiriyoruz. Ve change.org, meclis tutanaklarından yarım yamalak kopyala-yapıştır yapılmış cümlelerle bunu bir başarı öyküsü olarak yansıtabiliyor. Evet Can Aksoy 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmıştır; ancak bu change.org kampanyasıyla değil, baroların ve derneklerin yaptığı suç duyurusu neticesinde açılan dava ve o davanın ciddiyetle takip edilmesi neticesinde gerçekleşmiştir.
· Sivil toplum kuruluşlarından haberdar olunmaması veya buralara emek verilmek istenmemesi nedeniyle change.org kampanyasına imza atarak vicdan yükünü hafifletmek isteyen bir güruh doğmuştur. Şu konuda anlaşmamız lazım. Hayatta hiçbir şey emek vermeden hakkıyla elde edilemez. Change.org evimizin, ofisimizin konforlu alanından uzaklaşmadan, devlet kurumlarıyla boğuşmadan, adliyelerde, valiliklerde sürünmeden, gerçek kimliğimizi dahi ifşa etmeden bir tık ile bir şeyleri değiştirebileceğimiz safsatasını bizlere aşılamaya çalışmaktadır. Her ne kadar bu tabirden nefret etsem ve amiyane bulsam da, konuyu daha güzel açıklayacak başka bir ifade bulamadığımdan kullanmak zorundayım: İnsanlar change.org kampanyalarını imzalayarak vicdan mastürbasyonu yapmaktadırlar. Change.org’un bilinen bir platform olması nedeniyle konuyu daha geniş kitleye yaymayı sağlasa da aynı kitle kampanyayı imzaladığında “Ben elimden geleni yaptım” vicdani rahatlığını yaşamaktadır. Bu yanlıştır, nereden baksanız ahmakçadır. Bu rahatlığa düşkünlük sivil toplum anlayışının ve örgütlü hareket etmenin gelişmesini engellemektedir.
NETİCE VE ÖZET:
Change.org, yaygın kullanımı nedeniyle, kamuoyunu bilgilendirmek ve sesimizi duyurmak için faydalıdır; ancak change.org’un toplumsal vicdanımızı rahatlatmamızı sağlayarak (bir nevi galeyana gelmemizi önleyerek) insanların gerçek aktivistler ve hak savunucusu haline gelmelerini, örgütlü bir sivil toplum hareketinin ortaya çıkmasını engelleyen yönü asla unutulmamalıdır. Change.org kampanyalarını içinize siniyorsa yine imzalayın ya da kampanya oluşturun; ancak sakın bunu yaptığınızda üstünüze düşeni layıkıyla yerine getirdiğiniz hissine kapılmayın. Bilhassa hayvan haklarında, her türlü hak ihlalinde ilk başvurulması gereken yer resmi kurumlardır. Lütfen BİMER’i kullanın. Örgütlenin. Güvendiğiniz sivil toplum kuruluşlarında görev alın. Gerçek hak savaşı ancak gerçek kimliklerimizle, hukuki yolları sonuna kadar zorlayarak, emek vererek, yorularak verilir. Defalarca söyledim, yazdım çizdim yine söylüyorum: Yaşadığınız ya da yaşayacağınız hiçbir şey hayvanların yaşadıklarından daha korkunç değildir, olamaz.