Dünden Bugüne Petshoplar
Petshop, yani evcil hayvan satış yeri. Hayvanların bir mal gibi sergilendiği ve satıldığı yer.
Hem 2004 öncesi kanunsuz dönemde hem de 2004 sonrası Hayvanları Koruma Kanunu döneminde sokakta yaşamını sürdüren hayvanlar bir şekilde gündem olmuştur. Kanunsuz dönemde adet sokak ortasında zehirleyerek, tüfekle vurarak öldürme iken, kanunlu dönemde eski adetler devam etmekle birlikte kısırlaştırma, çipleme bahanesiyle sokaktan alıp kapalı kapılar ardında öldürme adeti hayatımıza girmiştir.
Her zaman hem yöneticiler hem sokakta hayvan istemeyen insanlar bir şekilde sokak hayvanı popülasyonunu gündemde tutmuş ancak nedense hiçbirinin aklına “zaten sokaklarda yaşayan bir sürü hayvan var, biz neden yeni hayvan üretim satıyoruz” argümanı gelmemiş ya da işine gelmemiş. Bu saçmalığa hayvanlar canlıdır mal değildir, satılamaz argümanıyla karşı çıkanlar sadece hayvan hakları savunucuları olmuştur.
Sürekli yeni hayvan üretilmesi, petshoplarda hayvan satılması, oradan alınan hayvanların sokağa terk edilmesi, terk edilen hayvanların sokakta çiftleşmesi ve sürekli artan, kontrol altına alınamayan hayvan nüfusu bağlantısı bu kadar açık bir şekilde ortadayken, bağlantı birileri tarafından asla kurulamamıştır ve bağlantıyı kurup durumu anlatmaya çalışanlara da kulak tıkanmıştır.
Bunu ilk olarak 2004 yılında yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu’na göre hayvan satışının serbest olması ve terk etmeye yetersiz idari para cezaları getirilmesiyle gördük. Kanun koyucunun amacının hayvanlar lehine bir şey yapmak değil, hem hayvan hakları savunucularını hem petshopları mutlu edecek düzenlemeler yapıp siyasi puan elde etmek olduğunu anlamış olduk.
Kanun koyucunun bu cahilce inadını kırmanın tek yolu sosyal bilinç oluşturmaktı ve kanun değişikliğinin yapıldığı 2021 yılına kadar bunun mücadelesini verdik. İnsanlara bir yandan bir canlının üretilemeyeceğini, satılamayacağını bir yandan da sokaklardaki hayvan sayısının artışının en önemli sebebinin petshoplar olduğunu anlatmaya çalıştık. Biz mücadele dışındaki insanlara bunu anlatmaya çalışırken, maalesef kendi içimizden yani mücadele içinden bile bazı hayvanlar için “ama onlar milli değer, onların üretilmesi lazım” argümanlarına şahit olduk.
Sosyal bilinçlendirme anlamında ne kadar başarısız olduğumuzu 2021 yılındaki kanun değişikliği ile anladık. Kanun koyucuya ulaşacak güçlü bir ses oluşturamamışız ki, birilerinin petshoplar üzerinden sağladığı rant, kazandığı para daha önemli geldi ve petshoplar yasaklanmadı. Tabii kanun koyucu siyasi kaygıları olduğu için bizim çıkardığımız cılız sesi de görmezden gelmedi ve bizi susturacağı inancıyla hayvanların petshoplarda sergilenmesini yasakladı, hayvanlar üretim çiftliğinde üretilsin ve orada dursun, petshoplarda katalog üzerinden satılsın gibi bir düzenleme yaptı. Bir şekilde uygulamayı eski halinden daha da beter bir hale getirmeyi başardı, bu hayvan sömürüsünü iyice kapalı kapılar ardına taşıdı.
O cephede kaybettiğimizi anlayınca en azından terk etmeye ciddi cezalar gelsin istedik ve orayı iyice zorlamaya başladık. O konuda da “terk etmeye yüksek miktarda para cezası getirirsek, cezayı tahsil edemeyiz” şeklinde akıl dışı bir argümanla satışı yapılan hayvanın değerinin hemen hemen onda biri tutarında komik bir para cezası getirdi.
Sonuç olarak yirmi yılı aşkın süredir devam eden hayvan satışına karşı bu mücadelede azıcık bile yol katedememiş durumdayız. Hayvanların eşya gibi satışı hayatlarının normali olmuş insanlara, hayvanlar canlıdır, onların da yaşam hakkı vardır bakış açısını anlatmaya çalışıyoruz.
Devletin son günlerde gündeme gelen petshopları Kasaplar Odası’na bağlama hamlesiyle olaya ilişkin kötü niyetini ve samimiyetsizliğini, amacının hayvan lehine bir çözüm olmadığını tekrar görmüş olduk. Bu koşullarda hayvan düşmanı insanların, paçavrita gibi uygulamaların ortaya çıkmasına şaşırmamak lazım. Devlet hayvanları önce ateş hattına bizzat atıyor, sonra da çözüm için ona muhtaç kalmamızı istiyor. İşte bu yüzden, devletin hayvan lehine çözüm gibi bir amacı yokken, onun, kanunların çizdiği alanla sınırlı bir hak mücadelesi mümkün değil.
Biz bildiğimiz yoldan ilerlemeye devam edeceğiz. Gün geçtikçe düşmanı daha iyi tanıyarak, güçlenerek, yeni yöntemler bularak…
Barış Karlı