Çıtır’ın Hikâyesi: Üstü Örtülmüş Bir Cinayet
Çıtır isimli köpek öldürüldü ve faili Özlem Kumrular hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki eksikler nedeniyle bu cinayet yanına kaldı, hiçbir ceza almadı.
Ne olmuştu?
Beylerbeyi’nde bir apartmanın bahçesinde gönüllüler tarafından on yedi yıldır bakımı yapılan ve artık yaşlılığa bağlı sağlık problemleri yaşayan Çıtır isimli köpeği; apartman sakinlerinden Özlem Kumrular, dairesine girerken Çıtır’ın üstünden atlamak zorunda kalması, Çıtır’ın apartmana çişini yapması gibi gerekçelerle, bakımıyla ilgilenen gönüllülere haber dahi vermeden yaşam alanından almış, bir gün kardeşinin bahçesinin evinde tutmuş, sonrasında Cebeci Geçici Hayvan Bakımevi’ne bırakmıştı. Yaşı nedeniyle en ufak harekette bile zorlanmaya başlamış olan Çıtır, hem bu kadar hareketin fiziksel yükünü hem de on yedi yıldır yaşadığı yerden uzaklaştırılmanın psikolojik yükünü kaldıramadığı için bakımevinde ölmüştü. Bunun üzerine; Çıtır’ın bakımıyla ilgilenen gönüllülerin Özlem Kumrular’ın cezalandırılması talebiyle yaptıkları suç duyurusu neticesinde dava açılmıştı.
Özlem Kumrular’ın Çıtır’ı öldürdüğü tarihte, Hayvanları Koruma Kanunu’nda sahipli-sahipsiz hayvan şeklinde ayrım olduğu ve bu ayrım doğrultusunda sadece sahipli hayvanlara verilen zararların hapis cezası yaptırımı olduğu için, apartman bahçesinde gönüllüler tarafından bakımı yapılan Çıtır’ı yaşam alanından uzaklaştırıp geçici hayvan bakımevine bırakarak Çıtır’ın ölümüne neden olan Özlem Kumrular beraat etti. Belki bir yerlerde köpekleri öldürmeye devam ediyor.
İstanbul Anadolu 60. Asliye Ceza Mahkemesi 2019/126 E. numarası ile gördüğü dosyada sanık Özlem Kumrular hakkında verdiği beraat kararının gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:
“…kanun metninden anlaşılacağı üzere haksız yere sahipli hayvana yönelik bir hareketin cezalandırıldığı ancak Çıtır isimli köpeğin sokak köpeği olup, tasmasız ve sahipsiz olduğu anlaşılmakla sanığa yüklenen fiilen kanun da suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle CMK 223/2-a maddesi gereğince beraatine…”
Özlem Kumrular Çıtır’ı bugün öldürse ne olurdu?
Bildiğiniz üzere, Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikler 14.07.2021 tarihinde yürürlüğe girdi. Peki bu değişikliklerin Özlem Kumrular gibi köpek katillerinin cezalandırılmasına nasıl bir katkısı oldu?
Evet, artık sokak hayvanlarını öldürmek suç oldu. Olay bugün gerçekleşseydi, gönüllüler Çıtır’ın öldürüldüğünü öğrenince konunun soruşturulması ve fail Özlem Kumrular’ın cezalandırılması için suç duyurusunda bulunmak isteyecekti. Ama hayır. Maalesef yeni kanuna göre böyle bir şey mümkün değil. Sokak hayvanları için sadece Tarım ve Orman Bakanlığı suç duyurusunda bulunabiliyor. Gönüllüler Bakanlığın keyfini beklemek zorunda kalacaktı. İşin komik tarafı; olay eski kanun döneminde gerçekleştiği için fail Özlem Kumrular en azından bir ceza yargılaması geçirdi, yeni kanun döneminde gönüllüler suç duyurusunda bulunamayacağı için belki o bile olmayacaktı.
Diyelim Bakanlığın keyfi geldi suç duyurusunda bulundu, fail Özlem Kumrular yargılandı ve hapis cezası aldı. Hiç heveslenmeyin, kanun koyucu öyle bir ceza aralığı belirledi ki, Özlem Kumrular’ın alacağı hapis cezası ile cezaevine girmesi mümkün olmayacaktı. Yine aramızda dolaşacak ve köpekleri öldürmeye devam edecekti.
Gördüğünüz gibi; kanun değişikliğinin fail Özlem Kumrular’ın cezalandırılması anlamında pek bir katkısı yok. Hatta belki de Özlem Kumrular en azından bir ceza yargılaması geçirdiği için, olay eski kanun döneminde gerçekleştiği için sevinmeliyiz.
Kanun değişikliği, TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporundaki öneriler dikkate alınarak yapılsaydı ne olurdu?
Bildiğiniz üzere; TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporu beş partinin (AKP, CHP, HDP, İP, MHP) onayıyla hazırlandı.
Bu raporda, sahipli-sahipsiz tüm hayvanlara yönelik zarar verici fiillerin suç olması ve böyle olaylarla ilgili Savcılığın herhangi bir kişi ya da kurumdan şikâyet beklemeden kendiliğinden soruşturma açması önerilmişti. Yani Özlem Kumrular Çıtır’ı böyle bir kanun değişikliği yapıldıktan sonra öldürseydi, ceza yargılaması garantiydi.
Raporda ayrıca; suç olarak belirlenen bu fiiller için ceza alt sınırı 2 yıl 1 ay olarak önerilmişti. Yani fail Özlem Kumrular alt sınırdan bile ceza alsa, kısa süreliğine de olsa cezaevine girecekti. Gerçekten bir yaptırıma maruz kalacaktı ve bir daha böyle bir şey yapmaya cesaret edemeyecekti.
Kanun değişikliği süreci boyunca bu raporun önemini vurgulamaya, orada yazanların önemini anlatmaya çalıştık. Aynı şekilde, kanun değişikliği yürürlüğe girdiğinden beri, bu hâliyle neden işe yaramayacağını, kanun koyucunun bir şey yapmış gibi görünmeye çalıştığını ama aslında hiçbir şey yapmadığını, hepimizi kandırdığını anlatmaya çalışıyoruz. Anlatmaya çalıştığımız şey belki tam olarak anlaşılamıyordu, işte yukarıda size somut örnek üzerinden açıklama.
Biz tabii ki yılmadan, tüm engellere rağmen Özlem Kumrular gibi katillerin cezalandırılmaları için çabalamaya devam edeceğiz. Bu arada; bu süreçte Özlem Kumrular’a yakınlık gösterme çabası içinde olanları, ona iş verenleri, yani bir katile destek olanları da unutmayacağız. Kanun koyucu belki görevini düzgün yapmadığı için Özlem Kumrular’ın cezaevine girmesini sağlayamıyoruz ama onu sosyal hayatımızdan dışlamak, yalnızlaştırmak, ona cezaevi benzeri bir hayat yaşatmak bizim elimizde. Kanun koyucunun yaptığı hatayı yapmayın, katillere destek olmayın, onların aramızda hiçbir şey olmamış gibi dolaşmalarına izin vermeyin, en azından insani tepkinizi göstermekten çekinmeyin.