Kanun Değişikliğine İlişkin Son Tartışmalar Üzerine
Son zamanlarda yasama ve yürütme cephesinden yine nabız yoklama hamleleri gelmeye başladı. Basına yansıyan haberler, bakanlar tarafından yapılan açıklamalar. Ana başlıklar: kısırlaştırma, çip takma, besleme noktaları, yaptırımlar. Madem nabız yoklamak istiyorlar, bizim de tarafımızı belli etmemiz gerekiyor.
Mevcut uygulamada hayvan lehine gibi yansıtılan kısırlaştırma uygulaması, sokak köpeklerini yasal öldürme aracına dönüştü.
Kanun değişikliği bağlamında tartışılan sokak hayvanlarına çip takma mevzusu da, kısırlaştırma gibi köpekleri yaşam alanlarından almanın bahanesi olacak ve bu bahaneyle alınan köpekler alındığı yere getirilmeyecek.
Bunun tamamlayıcısı niteliğinde; sokak hayvanlarının sadece Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uygun gördüğü yerlerde beslenebileceği şeklinde bir tartışma da gündeme getirildi. Bu şekilde, sokaklardan toplanan köpeklerin Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uygun göreceği şehir dışındaki alanlara bırakılmasının yolu yapılıyor.
Gündeme getirilen bu konu; 2014 yılında tartışılan sokaklardan kısırlaştırma amacıyla alınan hayvanların alındığı yere bırakılacağı ama bırakılacağı yerin hastaneye, okula, parka ve benzeri insanların yoğun olarak yaşadığı alanlara yakın olmayacağı şeklindeki düzenlemeyi hatırlatıyor.
Nabız yoklamak amacıyla ortaya atılan bu tartışmaların altında yatan niyet; 2004 yılında kanun çıkarılırken ya da 2011 ve 2014 yılında kanun değişikliği tartışılırken mevcut olan niyet ile aynı: Sokak köpeklerini hayvan hakkı savunucularına hissettirmeden kısırlaştırma, çip takma gibi adlar altında sokaklardan toplayıp, sokakları köpeklerden temizlemek.
Bu niyetin üstünü örtmek için her zaman olduğu gibi yine “hayvana şiddet suç oluyor” argümanı dile getiriliyor. Ama dikkat edin; kimsenin ağzından “hayvanı öldüren, hayvana tecavüz eden cezaevine girecek” gibi bir cümle çıkmıyor. Bunu söyleyemiyorlar çünkü böyle bir istekleri yok ve bunun olmaması için, oluşturdukları düzenlemede her türlü numarayı yapıyorlar. Basına yansıyan 4-5 yıl hapis yalanlarına kanmayın. Argümanlarımızı “hayvana şiddet suç olsun” üzerinden değil, “hayvana şiddet uygulayan mutlaka fiilen cezaevine girsin” üzerinden şekillendirmemiz gerekiyor.
Gerçek niyetlerinin farkında olup tavrımızı ona göre koymamız gerekiyor. İyi bir şey yapıyormuş gibi açıklama yapan vekillere de vekillerin yaptıkları şeyleri bize iyiymiş gibi göstermeye çalışan içimizdeki ya çok saf, ya olayın arka planını anlamamış ya da böylesi işine gelen kişi ve kurumlara da temkinli yaklaşın.
Unutmayın ki bu vekiller, 11 Mart’ta yüzümüze karşı hayvanat bahçelerinin, yunus parklarının kapanmasına ilişkin süreci başlatıyoruz dedikten bir hafta sonra hayvanat bahçelerine, eğlence-spor amaçlı hayvan eğitim merkezlerine KOSGEB desteği açıkladılar.
Hayvanlar için yaşam hakkı, özgürlük, adalet istiyoruz. Bunun çeyreği, yarımı, şimdiliği olmaz. Ya hayvanın tarafındasındır ya da karşısında. Belli ki şu anki muhatabımız olan vekiller çoktan tarafını seçmiş.
Hayvanlara Adalet Derneği